Osmanlı Tuğralı Gümüşler
Antika Gümüş - Osmanlı Tuğralı Gümüş Alanlar - Antika Osmanlı Tuğralı Gümüş Eşya - Gümüş Alanlar - Antika Gümüş Alan Yerler - Usta Damgalı Gümüş Fiyatları - Gümüş Alan Antikacılar
Gümüş, Işığı yansıtma gücü ve şekil verilebilen esnek yapısıyla eski çağlardan bu yana insanoğluna eşlik eden değerli bir metaldir. Dünyanın kadim kültürleri ve çok çeşitli medeniyetleri tarafından çeşitli amaçlarla yüzyıllar boyunca işlenmiş bu maden, kendine özgü beyaz bir renge ve parlaklığa sahiptir.
Osmanlı'da Gümüş Sanatı
Saray nakkaşhanesinde yaratılan ve tüm Osmanlı sanatında egemen olan üslup birliği, 15. yüzyıldan itibaren gümüş eserler üzerinde de görülmektedir.
Tarihi kaynaklardan Osmanlı sarayında altın ve gümüşten yapılmış kapların kullanıldığını öğrenmekteyiz. Bertrondon de la Brocquière, 1433 yılında Edirne Sarayı'nda II.Murad'a altın yaldızlı tepsilerde yemek sunulduğunu, kadehinin ise gümüş olduğunu belirtmektedir. İtalyan tüccar Iacopo de Promontorio ise Fatih Sultan Mehmed devrinde saraydaki maden hiyerarşisine değinerek, padişah ve kazaskerin altın, vezirlerin gümüş, askerlerin ise değersiz metal (bakır?) kaplarda yemek yediklerini yazmaktadır.
III.Murad'ın askeri masrafları karşılamak amacı ile sikke kestirmek için saray hazinesindeki altın ve gümüşleri erittirdiği, değerli taş kakmaları söktürdüğü bilinmektedir. Bundan dolayı 16. yüzyıla ait az sayıda gümüş günümüze ulaşabilmiştir. III.Selim döneminde de saraya ait altın ve gümüş eşyalardan bir kısmı para basılmak üzere saray darphanesine vakfedilmiş; halkın elindeki gümüşler de bedeli ödenerek satın alınmıştır.
Erken dönemden itibaren gümüş eserler kazıma, çalma, kabartma, telkari, ajur, yaldız ve savat teknikleri ile süslenmiş ve genellikle birkaç teknik bir arada kullanılmıştır. İznik seramiklerin biçim ve desenlerini tekrarlayan gümüş eserler, merkezi düzende veya şemseler içinde rumi-palmet kompozisyonları, dal kıvrımları arasında hatayi çiçekleri, saz yapraklarla bezelidirler. 16. yüzyıldan günümüze ulaşabilen az sayıda örnek yanında, özellikle 17. yüzyılda türbelere vakfedilen gümüş kandil ve mihrap şamdanları, yalın formları ve bezemesiz düz yüzeyleri ile dikkat çekmektedirler.
Klasik Osmanlı form ve desenlerinin yerini 18. yüzyıl sonlarından itibaren Avrupa etkisi ile Barok ve Rokoko formları almıştır. Kabartma tekniğinde güller, Osmanlı devlet arması, mimari kompozisyonlar, dökümle yapılmış çiçek, kuş, hayvan biçiminde tutamaklar bu dönemin kaplarında yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. 19. yüzyıl sonlarında manzara ve bitkisel bezemeli, Van yapımı savatlı gümüşler de çok revaç bulmuştur.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de altından daha ucuz olan gümüş daha geniş alanlara yayıldığı ve oldukça kolay bulunduğu için çok daha fazla kullanım alanına sahiptir. Sünek yapısı sayesinde kolayca eritilebilir ve şekillendirilebilir. Yapı itibarıyla, altından daha sert bakırdan daha yumuşaktır. Saf gümüş, tırnakla çizilebilecek derecede yumuşaktır. Çok yumuşak olması nedeniyle genellikle bakırla birlikte kullanılır. Hem ısı hem de elektrik enerjisi iletkenliği oldukça yüksektir. Tüm metaller arasında en beyazıdır. Özenle parlatıldığında, kusursuz bir yüzey ortaya çıkar. Takı ve mücevher dünyasında onu vazgeçilmez kılan nedenlerin başında da bu özelliği gelir.
Antika Gümüş Eşyalar ve Çeşitleri
Gümüş Çay Takımı, Gümüş Kahve Takımı, Gümüş Süt Takımı, Gümüş Tabak, Gümüş Çatal Bıçak Takımı, Gümüş Tepsi, Gümüş Sürahi, Gümüş Bardak, Gümüş Vazo, Gümüş Şamdan, Gümüş Gondol, Gümüş Jardinyer, Gümüş kaşıklık, Gümüş Aksesuar, Gümüş Kemer, Gümüş Takı gibi çeşitlerin kategorize edildiği ürünlerdir.
Antik Antika olarak biz her nevi antika gümüş ürünleri değerinde nakit olarak alıyoruz.
800 Ayar Gümüş, 900 Ayar Gümüş, 925 Ayar Gümüş, İran Damgalı Gümüşler, Osmanlı Tuğralı Gümüş, Avrupa Gümüş, Osmanlı Gümüş Eşya, Telkari Gümüş, Gümüş Obje, Antika Gümüş, Gümüş Eşya ve diğer tüm gümüşlerinizi değerlendirmek istiyorsanız bizimle iletişime geçiniz...